GELİR DAĞILIMI İLE FİNANSAL DERİNLEŞME ARASINDAKİ İLİŞKİ


Creative Commons License

Yağmur İ.

4. BİLSEL INTERNATIONAL EFES SCIENTIFIC RESEARCHES AND INNOVATION CONGRESS, İzmir, Türkiye, 27 - 28 Temmuz 2024, ss.141-142, (Özet Bildiri)

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İzmir
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.141-142
  • Manisa Celal Bayar Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Gelir dağılımındaki adaletsizlik, dünyadaki tüm ülkeler tarafından önem arz eden problemlerden biri olarak nitelendirilmektedir. Gelir dağılımı yalnızca ülkeler arasında değil, ayrıca bölgeler arasında hatta bireyler arasında da problem olabilmektedir. Bu sebeple gelir dağılımındaki adaletsizlik, iktisat literatüründe en fazla tartışılan konulardan biri olmuştur. Finansal derinleşme, finansal hizmetlerin yaygınlaştırılması ve iyileştirilmesi anlamına gelmektedir. Finansal derinleşmenin gelir dağılımı üzerindeki etkisi, finansal sistemde yer alan kurum ve kuruluşların kalitesine göre farklılık gösterebilmektedir. Bu çerçevede çalışmanın amacı, gelir dağılımı ile finansal derinleşme arasındaki ilişkiyi ele almaktadır. Yöntem olarak panel veri analizi kısmında, 2004-2019 dönemini kapsayan veriler kullanılmıştır. Gelir dağılımını temsilen Gini katsayısı, finansal derinleşmeyi temsilen Finansal Kurumlar Derinlik Endeksi (FIDI) ile Küreselleşme Endeksi (KOF) ele alınmış ve gelir dağılımı ile finansal derinleşme arasındaki eşbütünleşme ilişkisi incelenmiştir. Elde edilen bulgulara göre, tüm gelir grupları için Gini katsayısı ile FIDI arasında eşbütünleşme ilişkisi tespit edilirken, Gini katsayısı ile KOF arasında sadece orta gelirli ülkeler için eşbütünleşme ilişkisinin olduğu görülmektedir. Modellere ait uzun dönem parametreleri, Ortalama Grup Dinamik En Küçük Kareler (DOLSMG) Tahmincisi ile tahmin edilmiştir. FIDI ile Gini katsayısı arasında, düşük ve yüksek gelir grubuna ait tüm ülkeler ile orta gelir grubunda yer alan Macaristan ve Kosta Rika’da negatif yönlü ilişki tespit edilirken, orta gelir grubunda yer alan Türkiye ve Polonya’da pozitif yönlü ilişkiye dair sonuçlar elde edilmiştir.