Akademik Veri Yönetim Sistemi
8. Ulusal Minimal İnvaziv Ürolojik Cerrahi Kongresi, Antalya, Türkiye, 7 - 10 Mart 2024, ss.90-91, (Özet Bildiri)
71 yaş erkek hasta idrarda kanama şikayetiyle dış merkez ürolojiye başvurmuş. Geçirilmiş cerrahi öyküsü yok, ek hastalıkları diabetes mellitus ve koah. Yapılan kan tetkikleri normal, idrar tetkiki mikroskobik hematüri ile uyumlu ve yapılan ultrasonda sağ orifis düzeyinde şüpheli alan görülmesi üzerine operasyon planlanmış ve sistoskopide sağ orifisten doğan kitle görülmüş. Kitleye transüretral rezeksiyon(TUR)-tümör (TM) uygulanmış, patolojisi non-invaziv düşük dereceli ürotelyal karsinom olarak sonuçlanmış, patoloji materyalinde kas doku saptanmamış ve hasta ileri tedavi amacıyla tarafımıza yönlendirilmiş. Genel anestezi açısından yüksek riskli obez ve koah tanılı hasta genel durumu ve tetkikleriyle birlikte değerlendirilerek unifokal, 2 cm’den küçük, patolojisi non-invaziv düşük dereceli, önceki operasyonda alınan sitolojisi düşük dereceli, çekilen bilgisayarlı tomografi(BT)’de hidronefroza ve invaziv görünüme sebep olmayan tümör düşük riskli kabul edilerek, hastanın da onayı alınması üzerine tarafımızca böbrek koruyucu cerrahi planlandı. Hastaya rejyonel anestezi altında sağ orisiten doğan kitleye derin doku dahil tur-tm uygulandı, ardından üst üriner sisteme tanısal urs uygulandı ve tur-tm sonrası distal üreterde yaklaşık 1 cm’lik papiller kitle dışında üriner sistemde patolojik oluşum görülmedi. Ardından urs’de 550 um optik fiber ile holmium lazer 1 joule enerji, 8 Hz frekans ayarlarıyla rezidü kitlenin köken aldığı alana lazer ablasyon işlemi uygulandı. İşlem sonrası lümende kitlesel oluşum görülmedi. Double J stent tatbik edilmesi sonrası operasyona son verildi. İşlem yaklaşık 1 saat sürdü. 4 hafta sonra stent çıkarılması ve patoloji sonucu ile ta-kiplerinin planlanması açısından üroloji poliklinik kontrolü önerilerek postop 2. gününde sondalı taburcu edildi ve 5 gün sonra sondası çıkarıldı.
Anahtar kelimeler: Holmium, Lazer, Ablasyon, Üreter, Tümör