Akademik Veri Yönetim Sistemi
ICOAEF'19, VI International Conference on Applied Economics and Finance & EXTENDED WITH SOCIAL SCIENCES, Balıkesir, Türkiye, 16 - 17 Kasım 2019, ss.39-40, (Özet Bildiri)
Yönetişim kavramı klasik olarak yöneten ve yönetilen üzerine kurgulanmış bir yönetim anlayışından, zamanla her iki tarafın da birbiri ile etkileşimde olduğu yönetişim kavramına evirilmiştir. Geleneksel yönetim süreçlerinde merkezi idare yerel yönetimlere merkez teşkilatları üzerinden etki edip taşrayı yönetirken, günümüzde gelişen teknolojik imkânların da vasıtasıyla yerel yönetimlere eskisine nazaran daha fazla yetki ve katılım imkânı tanınmaktadır. Küreselleşme ile “bölge” kavramlarının giderek ekonomik düzeyle ilişkilendirildiği, iktisadi iş birliğinin bölgeleri oluşturduğu söylenebilir. Sovyetler Birliği’nin 1990 sonrası dağılmasıyla beraber değişen siyasi dengeler, ekonomi politikalarının “bölge” kavramına daha çok tesir ettiğini göstermektedir. Genel anlamıyla bölgesel kalkınma, yerel ölçekte iç dinamikleri aktif hale getirmeyi amaçlar. Bölgesel sosyal yapıların politik, ekonomik, kültürel ve alt yapı anlamında sürdürülebilir biçimde kalkınma ilkelerini benimsemesiyle topyekûn bir iyileşme süreci hedeflenir (Şahin ve Uysal, 2011: 36). 1975 yılından günümüze kadar defalarca gündeme gelmesine rağmen, çeşitli sebeplerle inşaatına başlanamayan Çanakkale’ye boğaz köprüsü projesi 2017 yılında hayata geçirilerek inşaatına başlanmıştır. Proje yüklenicisi firma halkın ve paydaşların fikirlerini almak için Paydaşlarla Danışma Süreci başlatrak Çevresel ve Sosyal Etki Değerlendirme (ÇSED) raporu hazırlatmıştır. Bu rapor; bölgesel kalkınma perspektifinde şekillenen yönetişim anlayışına iyi bir örnek teşkil etmektedir. 1915 Çanakkale Köprüsünün yapılması, İstanbul ile Güney Marmara ve Ege bölgeleri arasındaki turizm ve ticari mal akışının az gelişmiş bölge lehine değişimini sağlayacaktır. Bölge halkı köprünün maliyet hesaplamalarından çok direk etkileri ile alakadar olmaktadır. Bu nedenle çalışmada Lapseki halkının projeye karşı olan tutumları, yapılan anket çalışması ile analiz edilmiştir. Yapılan anket çalışmasında; 321 ‘i erkek 129’u kadın olmak üzere toplamda 450 kişi ile yüz yüze görüşülmüştür. Anket çalışması sonucunda ortaya çıkan başlıca bulgular şunlardır. Erkek ve kadın grupları arasında projeye karşı olan tutumları açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamamıştır. Çanakkale Boğazı Köprüsü ile ilgili algılardan en güçlü olanı konut fiyatlarındaki artış beklentisidir. Birbiri ile bağlantılı olarak nüfus artışı ve Lapseki’nin göç alacağına dair beklentiler anket sonuçlarındaki en düşük değerlere sahiptir. Anket çalışması analizlerinin bize gösterdiği en belirgin sonuç köprü ile ilgili algının genel itibarı ile olumlu olduğudur.